Hadis metinleri 8. Ünite
Muhtelif ül hadis ilmi : güvenilir bir hadisin yine başka bir güvenilir hadis
veya başka bir çok hadise zıt düşmesinin veya görünmesinin sebeblerini
araştırır ve bunu gidermenin yollarını araştırır.
İhtilaf sebebleri : hadislerde mecaz kinaye gibi sanatların
kullanılması
Arapça lafız ve manaları birbirine yakın ve birkaç şekilde
okunabilmesi mümkün kelimelerin bulunması
Zamirlerin farklı yere atfedilmesi.
Rasulullahın konuşmasındaki davranışlarındaki maksadın doğru
anlaşılamaması.
Sahabenin anlama ve nakletme üsluplarının birbirinden farklı
olması.
Hadislerin mana ile rivayet ederken bazen vurgunun farklı
yerde kullanılması
İhtilafı giderme yolları :
Cem’ ve telif, nesih, tercih ve tevakkuf.
Cem ve telif : hüküm çıkarmaya uygunn olan iki hadisin
birlikte değerlendirilmesini ifade eder.
Hami , taksis ve takyit kavramları cem vetelif ile
ilgilidir.
Nesih : iki hadis cem ve telif ile izah edilemiyorsa bir
hüküm diğerinden sonra geliyorsa devam edilen bir hüküm diğeriyle nesih
edilmektedir.
Burada rivayetler çok önemlidir hangi hükmün önce hangisinin
sonra geldiğini bilmek gerekir.
Tercih : cem ve telif ve nesih ile çözülemeyen hadislerde
ihtilaflı iki hadis arasında tercih yapılır ama bu tercih daha kuvvetli rivayet
edenlerin rivayet ettiği hadisler tercih edilir.
Tevakkuf : bu üç metot kullanılır ama yinede ihtilaf
giderilemesse, o zaman ihtilaflı iki hadiste olduğu şekilde bırakılır.
Muhftelif ul hadis ilminin ilk eseri imam şafinin kitabü
ihtilafi’l- hadis kitabıdır.
Modern dönemin önemli eseri Hadislerde görülen ihtilafları
ve çözüm yolları : İsmail lüfi çakan.
İbni kuuteybe te’vilü muhtelifil hadis adlı eserini hadisler
arasında ihtilaflar olduğunu ileri süren muhtelif fırka ve mezheb bilhassa
mutezile ve ehlür rey mensuplarının iddialarını çürütmek maksadıyla kaleme
almıştır müellif, itiraza uğrayan ve mutezad olarak iler sürülen hadisleri
telif edip aralarında ihtilafın mevcut olmadığını ispata gayret sarf etmiştir.
Metinler :
Dediler ki kuranın ve düşüncenin yalanladığı hadis
Allah rasülü sav. Şöyle seslendiğini rivayet ettiler.
Eyatiye bin rabia, ve ey şebe bin rabiya ve ey filan filan, rabbinizin size
vadettiği azabı buldunuz mu ve biz bize rabbimizin vadettiği zafari bulduk diye
seslenmiştir. Kendisine ödüllerle mi konuştuğunu sordular oda şöyle dedi sizin
işittiğiniz gibi muhakkak ki onlarda beni işitirler. Peygamberimizin bu sözleri
şu ayet ile çeliştiğini söylerler halbuki sen kabirde bulunanlara sesini
duyurabilecek durumda değilsin ve rum suresinde sen ölülere duyuramassın. Hz
peygamberin bedirde ölülere seslenmesi bunlara ihtilaflıdır
Ve ipni abbasın ruhlar hakkında kkendisine sorulduğunda ruhlar cesetleri terkedince nerede
bulundukları kendisine sorulunca.
Ve çürüyünce cesetlerin nereye gittiği sorulunca ibni abbas
onlara şöyle cevap vermiştir :lamba sönünce lambanın işiği nereye gider ? göz
kör olunca görme duyusu nereye gider ? ve hastalanınca sağlam vücut nereye
gider ? sorularıyla ibni abbasın cevap
verdiğini rivayet ettiniz.
O onlar hiçbir yere gitmezler diye cevap verdi, ruhlarda
cesetleri terkettiği zaman böyledir yani hiç biryee gitmezler.bu ise hz
paygamberin şu ifadelerine benzemez, onlar sizin işittiğiniz gibi işitirler
ifadesine herhangi bir şekilde benzemez, ve yine kabir azabıyla ilgili hadislerede
bu ifade benzemez.
İddialara verilen cevap bölümü :
Ebu muhammed dedi ki :biz deriz ki akıl düşünce kuran ve
hadise göre bu haber uygun ise cesetler çürüdükten sonra hz Allahın
kabirdekileri diriltmesi nasıl mümkün ise şuda o zaman akla göre mümkündür,
onlarında berzah aleminde azap olunmaları doğrudur.
Kuranı kerimde yüce Allah şöyle buyurur : onlar sabaah akşam
ateşe arzedileceklerdir, ve kıyamet koptuğu gün firavunun kavmini en şidditli
azaba sokun denilecektir.onlar vefatlarının ardından ateşe konulurlar, onlar
sabah akşam ateşe arzedilirler kıyametten önce ancak kıyamet gününe gelince
onlar azabınan en şidditlisine düçar olurlar.diyor ibni kuteybe.
Ve yeni allah şöyle buyurur : allah yolunda öldürülenlerie
ölüler demeyiniz bilakis onlar allah katında diridirler allah onları
rızıklandırır ve onlar rablerinin kendilerine verdiklerinden mutludurdular ve
arkalarından şehitlik kütbesin kendilerine verilenlere müjdelerler onlara
herhangi bir korkunun olmadığını müjdelerler.bu allahın bedir ashabına has kıldığı
bişeydir, ki onların cesetleri çıkartılmıştı bir kanalın kazılırken
çıkarılmıştı tab taze olarak. Muaviye kazdırmış olduğu su kaynağını akıtmak
için kazdırdığında bazı sahabiler naklediyorlar : medinede şöyle ilan ettiler
kimin harfte ölmüş bir kimsesi varsa gelsin o ölen kimsesini alsın diye
seslenildi diyor cabir şunu rivayet etti bizde bedir şehitlerine gittik onları
çıkarttık hiç çürümemiş gibi onlarıdan biririn ayağına bir bel isabet etmişti
ve onun kanı ordan çıkar bir şekildeydi. Bu hadise karşısında ebu said şöyle
diyor bundan sonra kimse inkarcılık yapamaz demiştir.aişe binti Talha uykusunda
babasını görmüştür ey kızım benim yerimi değiştirin diye kendisine seslenir
bana rutubet zarar veriyor diye benim yerimi değiştirin diyor seslenniyor. Bunun
üzerine neredeyse 30 yıl sonra onun cesedi çıkartılır bu ıslak yerden kabri
değiştirilir ki onun cesedi taptaze hiç bozulmamış şekilde onu bulur sonra onu
basradaki hicriyyin denen yere defneder. Bunlar o kadar meşhur şeylerdirki bunu
herkes bilir bu şehitlerin bu durumu caiz olduğunda rablerinin katında diri
olarak rızıklandırılması nasıl uygunsa mümkünse neden uygun olmasın onların
savaştıkları ve öldürülen kişilerin durumu neden buna benzerlik olmasın nasıl
şehitler rahat bir şekilde yaşıyorlarsa tıpkı onlar gibi onlarla savaşan
kişilerinde azapta olmaları neden mümkün olmasın diyor ipni kuteybe.
Onları diri olmaları caiz ise onların işitmesi niye mümkün
olmasın, rasüllüllah bu durumu bize bildirmiştir onun sözü mutlaka doğrudur
diyor.
Hadislere gelince : cafer bin ebu talip hakkında
peygamberimizin şu sözü o cennette meleklerle birlikte uçmaktadır ve onu iki
kanatlı diye isimlendirmesi burda örnek olarak verilir. Münken ve nekir ve
kabir azabıyla ilgili hadisler ve şu duası kabir azabından sana sığınırım diye
yaptığı duada bunları destekler niteliktedir.
Bu hadisler sahihtirler insanların bu hadisleri uydurmak
için ittifak etmeleri mümkün değldir eğer bunlar sahih olmayacak olursa ortada
din diye bişe y kalmaz. Ve hz paygeamberin hadislerin den hiçbişeyin sahih
olarak kalmazdı diyor.
Ve yüce allahın şu sözü sen ölülelere sesini duyuramassın
sözü ve sen kabirde bulunanlara sesini duyuramassın sözü bu hadiselerle alakalı
değildir çünkü ayette ölülerden değil cahil kişilerden bahsetmektedir
diyor. Çünkü onlarda ehli kabir olarak
nitelendirilirler. İşte bu yüzden peygamberimizin bedirde ölülere seslenmesiyle
bu ayetler kıyaslanamaz diyor.
Burda murat şudur : sen allahın cahil kıldığı kişilere
hidayet veremessindir. Ki allahın sağırlaştırdığı kişiye işittiremessin diye
murat vardır burda
Bu ayatlerin başında bizim bu delileri destekleyen ifadeler
vardı nitekim ama ile gören bir olmaz buda bu delillleri destekler. Burda ama dan kastedilen kafilerlerdir basırden
kastedilen ise Müslümanlardır . ve yani fatıl suresinde dirilerle ölüler bir
olmaz burda diri denilen kişiler akıl sahpleridir ölülerde cahil kişilerdir
diyor buda bu hadislere delillerdendir diyor ibni kuteybe.
Sonra ibni kutaybe şunu aktarır : yine başka bir ayette
doğrusu allah istediği kişiye işittirir yani sen cahillere duyuramassın onlar
kabirdeki ölüler gibidirler gibi bi anlama geldiğini ifade eder bunun gibi
ifadeler kuranda çok yerde geçer. Burda bedir şehitleriyle beraber ölen
müşriklerin ölüleri cahil kişierin ölü olarak nitelenmesiyle aynı anlamda
değildir o kastedilmemiştir bu bizim aleyhimize delil olamaz. Onlar allah
katında diridirler onlar allah katındadırlar onların bu ayetleri delil olarak
göstermesi doğru değildir çünkü burda o kastedilmemiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder