30 Nisan 2014 Çarşamba

Hadis Metinleri II, 8. ünite video anlatımı.

Hadis metinleri 8. Ünite
Muhtelif ül hadis ilmi : güvenilir  bir hadisin yine başka bir güvenilir hadis veya başka bir çok hadise zıt düşmesinin veya görünmesinin sebeblerini araştırır ve bunu gidermenin yollarını araştırır.
İhtilaf sebebleri : hadislerde mecaz kinaye gibi sanatların kullanılması
Arapça lafız ve manaları birbirine yakın ve birkaç şekilde okunabilmesi mümkün kelimelerin bulunması
Zamirlerin farklı yere atfedilmesi.
Rasulullahın konuşmasındaki davranışlarındaki maksadın doğru anlaşılamaması.
Sahabenin anlama ve nakletme üsluplarının birbirinden farklı olması.
Hadislerin mana ile rivayet ederken bazen vurgunun farklı yerde kullanılması
İhtilafı giderme yolları :
Cem’ ve telif, nesih, tercih ve tevakkuf.
Cem ve telif : hüküm çıkarmaya uygunn olan iki hadisin birlikte değerlendirilmesini ifade eder.
Hami , taksis ve takyit kavramları cem vetelif ile ilgilidir.
Nesih : iki hadis cem ve telif ile izah edilemiyorsa bir hüküm diğerinden sonra geliyorsa devam edilen bir hüküm diğeriyle nesih edilmektedir.
Burada rivayetler çok önemlidir hangi hükmün önce hangisinin sonra geldiğini bilmek gerekir.
Tercih : cem ve telif ve nesih ile çözülemeyen hadislerde ihtilaflı iki hadis arasında tercih yapılır ama bu tercih daha kuvvetli rivayet edenlerin rivayet ettiği hadisler tercih edilir.
Tevakkuf : bu üç metot kullanılır ama yinede ihtilaf giderilemesse, o zaman ihtilaflı iki hadiste olduğu şekilde bırakılır.
Muhftelif ul hadis ilminin ilk eseri imam şafinin kitabü ihtilafi’l- hadis kitabıdır.
Modern dönemin önemli eseri Hadislerde görülen ihtilafları ve çözüm yolları : İsmail lüfi çakan.
İbni kuuteybe te’vilü muhtelifil hadis adlı eserini hadisler arasında ihtilaflar olduğunu ileri süren muhtelif fırka ve mezheb bilhassa mutezile ve ehlür rey mensuplarının iddialarını çürütmek maksadıyla kaleme almıştır müellif, itiraza uğrayan ve mutezad olarak iler sürülen hadisleri telif edip aralarında ihtilafın mevcut olmadığını ispata gayret sarf etmiştir.
Metinler :
Dediler ki kuranın ve düşüncenin yalanladığı hadis
Allah rasülü sav. Şöyle seslendiğini rivayet ettiler. Eyatiye bin rabia, ve ey şebe bin rabiya ve ey filan filan, rabbinizin size vadettiği azabı buldunuz mu ve biz bize rabbimizin vadettiği zafari bulduk diye seslenmiştir. Kendisine ödüllerle mi konuştuğunu sordular oda şöyle dedi sizin işittiğiniz gibi muhakkak ki onlarda beni işitirler. Peygamberimizin bu sözleri şu ayet ile çeliştiğini söylerler halbuki sen kabirde bulunanlara sesini duyurabilecek durumda değilsin ve rum suresinde sen ölülere duyuramassın. Hz peygamberin bedirde ölülere seslenmesi bunlara ihtilaflıdır
Ve ipni abbasın ruhlar hakkında kkendisine sorulduğunda  ruhlar cesetleri terkedince nerede bulundukları kendisine sorulunca.
Ve çürüyünce cesetlerin nereye gittiği sorulunca ibni abbas onlara şöyle cevap vermiştir :lamba sönünce lambanın işiği nereye gider ? göz kör olunca görme duyusu nereye gider ? ve hastalanınca sağlam vücut nereye gider ?  sorularıyla ibni abbasın cevap verdiğini rivayet ettiniz.
O onlar hiçbir yere gitmezler diye cevap verdi, ruhlarda cesetleri terkettiği zaman böyledir yani hiç biryee gitmezler.bu ise hz paygamberin şu ifadelerine benzemez, onlar sizin işittiğiniz gibi işitirler ifadesine herhangi bir şekilde benzemez, ve yine kabir azabıyla ilgili hadislerede bu ifade benzemez.
İddialara verilen cevap bölümü :
Ebu muhammed dedi ki :biz deriz ki akıl düşünce kuran ve hadise göre bu haber uygun ise cesetler çürüdükten sonra hz Allahın kabirdekileri diriltmesi nasıl mümkün ise şuda o zaman akla göre mümkündür, onlarında berzah aleminde azap olunmaları doğrudur.
Kuranı kerimde yüce Allah şöyle buyurur : onlar sabaah akşam ateşe arzedileceklerdir, ve kıyamet koptuğu gün firavunun kavmini en şidditli azaba sokun denilecektir.onlar vefatlarının ardından ateşe konulurlar, onlar sabah akşam ateşe arzedilirler kıyametten önce ancak kıyamet gününe gelince onlar azabınan en şidditlisine düçar olurlar.diyor ibni kuteybe.
Ve yeni allah şöyle buyurur : allah yolunda öldürülenlerie ölüler demeyiniz bilakis onlar allah katında diridirler allah onları rızıklandırır ve onlar rablerinin kendilerine verdiklerinden mutludurdular ve arkalarından şehitlik kütbesin kendilerine verilenlere müjdelerler onlara herhangi bir korkunun olmadığını müjdelerler.bu allahın bedir ashabına has kıldığı bişeydir, ki onların cesetleri çıkartılmıştı bir kanalın kazılırken çıkarılmıştı tab taze olarak. Muaviye kazdırmış olduğu su kaynağını akıtmak için kazdırdığında bazı sahabiler naklediyorlar : medinede şöyle ilan ettiler kimin harfte ölmüş bir kimsesi varsa gelsin o ölen kimsesini alsın diye seslenildi diyor cabir şunu rivayet etti bizde bedir şehitlerine gittik onları çıkarttık hiç çürümemiş gibi onlarıdan biririn ayağına bir bel isabet etmişti ve onun kanı ordan çıkar bir şekildeydi. Bu hadise karşısında ebu said şöyle diyor bundan sonra kimse inkarcılık yapamaz demiştir.aişe binti Talha uykusunda babasını görmüştür ey kızım benim yerimi değiştirin diye kendisine seslenir bana rutubet zarar veriyor diye benim yerimi değiştirin diyor seslenniyor. Bunun üzerine neredeyse 30 yıl sonra onun cesedi çıkartılır bu ıslak yerden kabri değiştirilir ki onun cesedi taptaze hiç bozulmamış şekilde onu bulur sonra onu basradaki hicriyyin denen yere defneder. Bunlar o kadar meşhur şeylerdirki bunu herkes bilir bu şehitlerin bu durumu caiz olduğunda rablerinin katında diri olarak rızıklandırılması nasıl uygunsa mümkünse neden uygun olmasın onların savaştıkları ve öldürülen kişilerin durumu neden buna benzerlik olmasın nasıl şehitler rahat bir şekilde yaşıyorlarsa tıpkı onlar gibi onlarla savaşan kişilerinde azapta olmaları neden mümkün olmasın diyor ipni kuteybe.
Onları diri olmaları caiz ise onların işitmesi niye mümkün olmasın, rasüllüllah bu durumu bize bildirmiştir onun sözü mutlaka doğrudur diyor.
Hadislere gelince : cafer bin ebu talip hakkında peygamberimizin şu sözü o cennette meleklerle birlikte uçmaktadır ve onu iki kanatlı diye isimlendirmesi burda örnek olarak verilir. Münken ve nekir ve kabir azabıyla ilgili hadisler ve şu duası kabir azabından sana sığınırım diye yaptığı duada bunları destekler niteliktedir.
Bu hadisler sahihtirler insanların bu hadisleri uydurmak için ittifak etmeleri mümkün değldir eğer bunlar sahih olmayacak olursa ortada din diye bişe y kalmaz. Ve hz paygeamberin hadislerin den hiçbişeyin sahih olarak kalmazdı diyor.
Ve yüce allahın şu sözü sen ölülelere sesini duyuramassın sözü ve sen kabirde bulunanlara sesini duyuramassın sözü bu hadiselerle alakalı değildir çünkü ayette ölülerden değil cahil kişilerden bahsetmektedir diyor.  Çünkü onlarda ehli kabir olarak nitelendirilirler. İşte bu yüzden peygamberimizin bedirde ölülere seslenmesiyle bu ayetler kıyaslanamaz diyor.
Burda murat şudur : sen allahın cahil kıldığı kişilere hidayet veremessindir. Ki allahın sağırlaştırdığı kişiye işittiremessin diye murat vardır burda
Bu ayatlerin başında bizim bu delileri destekleyen ifadeler vardı nitekim ama ile gören bir olmaz buda bu delillleri destekler. Burda  ama dan kastedilen kafilerlerdir basırden kastedilen ise Müslümanlardır . ve yani fatıl suresinde dirilerle ölüler bir olmaz burda diri denilen kişiler akıl sahpleridir ölülerde cahil kişilerdir diyor buda bu hadislere delillerdendir diyor ibni kuteybe.
Sonra ibni kutaybe şunu aktarır : yine başka bir ayette doğrusu allah istediği kişiye işittirir yani sen cahillere duyuramassın onlar kabirdeki ölüler gibidirler gibi bi anlama geldiğini ifade eder bunun gibi ifadeler kuranda çok yerde geçer. Burda bedir şehitleriyle beraber ölen müşriklerin ölüleri cahil kişierin ölü olarak nitelenmesiyle aynı anlamda değildir o kastedilmemiştir bu bizim aleyhimize delil olamaz. Onlar allah katında diridirler onlar allah katındadırlar onların bu ayetleri delil olarak göstermesi doğru değildir çünkü burda o kastedilmemiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder